Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

Allahım! Kendisinden öncesi olmayan “elif-i kâim”, kendileriyle sırların üzerini örtüp akıl ile ruh arasına koyduğun ve üzerlerine mîsakta söz aldığın “iki lam” ve câmid-müteharrik, sâmit-nâtık bütün ilimleri ihata buyurduğun “hâ”18 hürmetine huzuruna geldim. Her yanda parlayan ve yücelen, kahreden ve gâlip gelen, dağa tecellî ettiğinde onu paramparça, Mûsa peygamberi de baygın hâle getiren ism-i azîm-i a’zamın, Hüvallahullezî lâ ilâhe illâ Hû, Rahman, Rahîm, Melik, Kuddüs, Selam, Mü’min, Müheymin, Azîz, Cebbar, Mütekebbir, Nur, Hâdî, Bedî’, Kâdir ve Kâhir isimlerin hakkı için Sana yalvarıyorum. Akılların, Zâtı karşısında dehşet yaşadığı kerem sahibi, ezelî ve sermedî yegâne ilah Sensin. Sırrın sırrı da Sensin. Vaad-i Sübhânîn iktizasınca zâkirlerin kalblerini marifetinle doldurursun. Ya Allah, ya Allah, ya Allah! Bu bendeni de nur deryalarına daldır. Kalbini esrâr-ı ulûhiyet ve rubûbiyetinle doldur. Nezdindeki yerini sağlam kıl ve dileklerini gerçekleştirmek için imkânlar lutfet. Kendisinden dolayı akılların dehşete düştüğü o sırra beni de ulaştır.

Allahım! Kulağım, gözüm, gizlim, açığım, bâtınım, zâhirim topyekûn Senin vahdaniyetine şahitlik ederler. Kudret-i nûraniyeni bana da müşahede ettir ya Allah ya Hû! Ey imdada yetişecek kimse kalmadığında imdada koşan, yardım eli uzatacak bir kişi bile bulunmadığında yardım eden, meliklerin ardına kadar sürmelenen kapıları kapandığında yüce dergâhının kapısını açan Rabbim! -Nice gafiller var ki, gafletleriyle o kapıyı kendi yüzlerine kapatırlar.- Sen gerçekleştirmezsen bütün ümitler suya düşer. Sen açmazsan bütün yollar tıkanır. Ve nihayet emeller hep haybetle noktalanır. Acilen, acilen yardım eyle, yardım eyle, yardım eyle ya Rabbî! İcabet buyur, icabet buyur. Dualarıma cevap ver, hâcâtımı gider, kalb gözümün önündeki perdeleri kaldır. Bunları gerçekleştirmeye muktedir yegâne zât Sensin. Çünkü Sen “La havle velâ kuvvete illâ billahilaliyyilazîm” kenzinin biricik sahibisin. Rabbim! Sana sonsuz hamd ü senalar ediyor ve Senden Resûl-ü Müctebâ Efendimiz’e, saflardan saf ehl-i beytine, iyilerden iyi ashâb-ı kirâmına kıyamete kadar hep salât ü selâm etmeni diliyorum.